2 Mayıs 2008 Cuma

Sıkı bir çalışmanın yerini hiç bir şey alamaz. Deha yüzde bir ilham ve yüzde doksan dokuz terdir.
Albert Camus
Biyografiler » Brad Pitt

AC_FL_RunContent( 'codebase','http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=5,0,0,0','width','96','height','121','src','/v4-images/uper','wmode','transparent','quality','high','pluginspage','http://www.macromedia.com/shockwave/download/index.cgi?P1_Prod_Version=ShockwaveFlash','movie','/v4-images/uper','menu','false' ); //end AC code








Brad Pitt


18.Aralık.1963

Oklahama, Amerika

Sinema Oyuncusu, Prodüktör










Brad Pitt
1963-...









İngiliz asıllı Amerikalı aktör, prodüktör. Hollywood’un en başarılı aktörlerinden biri olmasının yanı sıra, People dergisine ve birçok kaynağa göre yaşayan en seksi erkektir. Filmografisinde yer alan filmlerden bazıları Se7en, Fight Club, Meet Joe Black, Twelve Monkeys, Legends of the Fall, Snatch, Thelma & Louise, A River Runs Through It ve Babel’dir. Başarıları, aşkları ve filmleriyle milyonları peşinden sürükleyen bir 21. yüzyıl ikonu haline gelmiştir. Farklı türlerdeki rollerin hakkından büyük başarıyla gelen aktör, Angelina Jolie ile birlikte kimsesiz ve hasta çocuklara yardım için projeler geliştirmektedir. Çiftin danışmanı Trevor Neilson konuyla ilgili olarak Hello dergisine şu açıklamayı yapmıştır: “Bu yardım aktivitelerinin ve taraflı duruşlarının ruhunda yatan şey adalet duygusu ve savunmasız bu insanlara yardım edebilme arzusu. Tüm dünya etrafındaki bu adaletsizliğin üzerine ışık tutmaya çalışarak, dikkati bu yöne çekmek istiyorlar.”
'); aLE(id,rc);
//-->
Gittigidiyor18 Aralık 1963’te İngiliz kökenli üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak Oklahoma’da dünyaya geldi. Gerçek adı William Bradley Pitt’ti. Doğumundan hemen sonra Pitt ailesi Springfield’e taşındı. Çocukluğu erkek kardeşi Doug Pitt ve kız kardeşi Julie Neal Pitt’le birlikte Springfield ‘de geçen Brad, Kickapoo Lisesi’nde okumaya başladı. Sporla ve okulun öğrenci işleriyle yakından ilgileniyordu. Okul yıllarında arkadaşları ona Pittler lakabını takmışlardı. 1982 yılında yapılan bir organizasyonda en iyi giyinen erkek seçildi. Müzikle de yakından ilgilenen Pitt, Q Magazine dergisiyle yaptığı bir röportajda aldığı ilk albümün Elton John'un “Captain Fantastic” albümü olduğunu belirtecekti.
Gazetecilik öğrenimi almak üzere Columbia’daki Missouri Üniversitesi’ne kaydoldu. Öğrencilik yıllarında erkek kolejlerindeki öğrencilerin sosyal aktiviteler için bir araya geldiği The Sigma Chi birliğine üyeydi. 1986 yılında mezun olması için yalnızca iki kredisi kalmışken şansını Hollywood’da denemek için okuldan ayrıldı. Missouri Üniversitesi’nde reklâmcılık eğitimi veren ve Brad Pitt’in de eski hocalarından biri olan bir profesöre göre, Pitt, adı The Men of Mizzou olan bağımsız bir takvim projesi için çalışıyordu. The Men of Mizzou, projenin sanat yönetmenliğini yapan ve tüm ilgisini bu çalışmaya yönelten Pitt’in okuldan mezun olmasını engellemişti.
Kariyer seçimi etrafındakiler için sürpriz oldu. Çünkü okuldayken birkaç showda sahne almasına rağmen, bu işi profesyonel olarak ve tutkuyla yapmak istediğini kimse bilmiyordu. Sonunda, film yıldızı olmayı kafasına koyan genç Pitt, cebinde sadece 325 dolarla California’nın yolunu tuttu.
Hollywood’a gittikten sonra Pitt’e altı yıl süreyle Roy London oyuncu koçluğu yaptı. Head Of The Class isimli sitcomda aldığı ufak rolle ilk ekran tecrübesini yaşayan Pitt, o dönem kısa süreliğine showun yıldızı Robin Givens’la birlikte oldu. Pitt ayrıca Growing Pains isimli dizinin iki bölümünde de konuk oyuncu olarak rol aldı.
Uzun süre soap opera Another World’de Chris rolüyle izleyicinin karşısına çıktıktan sonra Our House isimli dizide sesini duyurdu. Dizinin diğer bölümünde oynaması için teklif aldıktan hemen sonra kendini birden bire Shalane McCall'in erkek arkadaşı Charles’ı canlandırdığı, Amerika’nın en popüler dizilerinden biri olan Dallas’ta buldu. O dönemde ayrıca prime time kuşağında yayınlanan Thirtysomething, 21 Jump Street ve Freddy's Nightmares gibi dizilerde de oynuyordu.
1987 yılında Andrew McCarthy, Robert Downey Jr.ve James Spader gibi ünlü oyuncularla birlikte Less Than Zero ve hemen ardından Charlie Sheen’le No Man's Land filmlerinde oynadıktan sonra, 1989’da, ilk ciddi beyaz perde deneyimi olan Cutting Glass filminde Dwight Ingalls rolünde izleyiciyle buluştu. Pitt, aynı yıl yine film yıldızı olan Jill Schoelen ile birlikteydi.
Pitt’in beyaz perdedeki ilk başrolü 1988 yazında Yugoslavya’da çekilen Dark Side Of The Sun filmiyle oldu. Filmin çekimleri bitmiş olmasına rağmen savaşın başlaması nedeniyle, vizyona girmesi seneler sonra gerçekleşti. 1990 yılında TV filmi Too Young to Die?’da rol aldı. Filmde uyuşturucu bağımlısı Billy Canton’ı canlandıran Pitt, başrolleri paylaştığı Juliette Lewis’e aşık oldu ve üç yıl sürecek birliktelikleri başladı.
Brad Pitt’in geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan filmi 1991 tarihli Thelma & Louise oldu. Ridley Scott’ın yönetmenliğini yaptığı film, Amerika’da büyük ilgi görmüştü. Başrollerini Susan Sarandon, Geena Davis, Harvey Keitel ve Michael Madsen’ın paylaştıkları yapım, Pitt’in filmografisi için oldukça önemliydi. Ayrıca filmde sadece 15 dakika görünmesine rağmen People Magazine dergisi tarafından "Dünyanın En Seksi Erkeği” seçilecekti.
Ralph Bakshi’nin yönetmenliğini yaptığı 1992 tarihli Cool World filminden sonra Robert Redford’un yönetmenliğinde, Craig Sheffer’la başrolleri paylaştıkları ve en iyi sinematografi dalında oskarı kucaklayan A River Runs Through It (Bizi Ayıran Nehir) filminde rol aldı. Pitt, filmde birlikte çalıştıkları rol arkadaşı Buck Simmonds ile çok iyi anlaştı ve ikili ev tutup birlikte yaşamaya başladı.
1993 yılında başrollerini, uzun süredir birlikte olduğu Juliette Lewis’in yanı sıra daha sonraları TV dizisi X-Files’ta rol alacak olan David Duchovny ve Michelle Forbes gibi ünlü isimlerle paylaştığı, bir yol filmi olan Kalifornia için kamera karşısına geçti.
1994’te Anne Rice’ın aynı isimli romanından beyazperdeye aktarılan Interview With the Vampire(Vampirle Görüşme) filminde Louis de Pointe du Lac rolüyle beyazperdedeki önemli performanslarından birini daha gerçekleştirdi. Filmde 8. yüzyıldaki bir vampiri canlandıran Pitt, Tom Cruise, Christian Slater, Antonio Banderas ve o dönemde henüz onbir yaşında olan Kirsten Dunst’la başrolleri paylaştı ve film 2 dalda oskara aday olarak gösterildi.
Aynı yıl usta oyuncu Anthony Hopkins’le birlikte, Aidan Quinn ve Julia Ormond gibi önemli oyuncularla kamera karşına geçtiği Legends of the Fall filmi geldi. Ciddi ve önemli projelerde oldukça önemli isimlerle birlikte çalışan Pitt için sinema eleştirmenleri oldukça olumlu yorumlarda bulunuyorlardı.
1995 Brad Pitt’in sinematografisi için yine oldukça verimli bir yıl oldu. Zira ünlü oyuncu, yetenekli yönetmen David Fincher’ın kamera arkasında olduğu, Morgan Freeman, Gwyneth Paltrow ve Kevin Spacey’den oluşan değerli bir oyuncu kadrosuyla birlikte Se7en filminde rol aldı.
Yine 1995’te en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskara aday olarak gösterildiği ve yönetmenliğini Terry Gilliam’ın yaptığı Twelve Monkeys filminde Bruce Willis’le başrolleri paylaştı.
1996 yılında Kevin Bacon, Robert De Niro ve Dustin Hoffman gibi usta oyuncularla birlikte Minnie Driver’ı en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında ALFS Award’ın sahibi yapacak olan Sleepers filminde rol aldı. Aynı yılın kasım ayında oyuncu Gwyneth Paltrow’la nişanlandı.
Çocukluğunun geçtiği Spriengfield kentinde Discovery Center’ın eğitim merkezi kurması için 100 bin dolar bağışta bulundu. 1997’de canlandırdığı rol yüzünden Çin'e girmesinin yasaklanacağı Seven Years in Tibet filmini çeken Brad Pitt daha sonraları Times dergisine vereceği röportajda konuyla ilgili olarak şunları söyleyecekti:
Ne hakkında konuştuğunuzu bilmeden konuşmamalısınız. Bu yüzden röportajlarda rahatsız oluyorum. Bana Çin'in Tibet hakkında nasıl bir politika izlemesi gerektiğini soruyorlar. Benim ne düşündüğüm kimin umurunda! Ben kahrolası bir aktörüm. Filmlerle sizi eğlendirmeye çalışan makyaj yapmış yetişkin bir adamım.
Filmde Avusturyalı gezgin Heinrich Harrar’ı canlandıran aktör, ününü giderek arttırarak film başına 10 milyon dolar alan bir yıldız haline geldi.
1997 yılının haziran ayında Gwyneth Paltrow’la yolları ayrıldı. Magazin dünyasını uzun süre meşgul eden ve üzerine yapılan spekülasyonların ardı arkası kesilmeyen ilişki sona erdikten sonra Brad Pitt’in kendine gelmesi uzun zaman aldı.
Aynı yıl “ The Devil’s Own” adlı filmde karizmatik bir I.R.A. liderini canlandırdığı rolü için İrlanda aksanıyla konuşma dersleri alan Pitt’in ilk başrol tecrübesi olma özelliğini taşıyan, 1988’de Yugoslavya’daki savaş yüzünden gösterim tarihi yıllarca aksamış olan The Dark Side of the Sun vizyona girdi.
1998’de daha önce Legends Of The Fall filminde birlikte kamera karşısına geçtiği Anthony Hopkins ile birlikte Meet Joe Black filminde rol aldı ve Friends dizisinin başrol oyucularından Jennifer Aniston’la tanıştı.
1999 Brad Pitt için yine oldukça başarılı bir yıl oldu. Chuck Palahniuk’un aynı adlı romanından beyazperdeye aktarılan, konusu, senaryosu ve kurgusuya kült filmler arasına giren David Fincher imzalı Fight Club’da ünlü aktör beyazperdedeki unutulmaz karakterlerden biri olan Tyler Durden rolüne büründü. Drama, aksiyon, bilimkurgu, fantastik gibi farklı filmlerde oyunculuk performansını kanıtlayan aktör, sinematografisine birbirinden iddialı filmler eklemeye devam ediyordu.
2000 yılında hatrı sayılır bir başarı kazanan ve Guy Ritchie’nin tüm dünyada tanınmasını sağlayan Snatch filminde rol aldı. Snatch’teki rolüyle Satellite Awards tarafından en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında ödüllendirilen Pitt, yıllarca Academy Awards'ın kapısını çalsa da dünya çapında birçok festival aktörün hakkını teslim etti.
29 Temmuz 2000’de Jennifer Aniston’la Malibu’da düzenlenen bir törenle dünya evine girdi. 2001’de Spy Game ve The Mexican filmlerinde başrolde görülen Pitt, 1994’de başlayan TV dizisi Friends’in bir bölümünde Will Colbert rolüyle izleyiciyle buluştu.
Aynı yıl Steven Soderbergh’in yönetmenliğini yaptığı ve serinin ilk filmi olan Ocean’s Eleven’da, George Clooney, Julia Roberts ve Andy Garcia ile birlikte kamera karşısına geçti.
2002’de Chuck Barris’in aynı adlı kitabından senaryo yazarı Charlie Kaufman’ın uyarladığı Confessions of a Dangerous Mind filminde rol aldı.
2003’te Sinbad: Legend of the Seven Seas isimli animasyonda Sinbad’a ses verdi.
2004’te Wolfgang Petersen’ın yönetmenliğini yaptığı Troy filminde Achilles’i canlandırdı. Mitolojik bir kahraman görünümüne kavuşmak için aylarca spor yaptı ve kondisyon çalışıp kilo aldı.
Filmden sonra, Almanya’da yayınlanan ‘TV Movie’ adlı televizyon dergisine yaptığı açıklamada:
Harika filmler çevirmek için kendime 4 yıl daha süre tanıyorum. Ondan sonra yeni bir sinema kuşağı gelecek, yeni kahramanlar cezbedecek. Olayların akışı böyle. Ayrıca yeni şeyleri denemenin zamanı geldi. Gittikçe daha yoğun olarak, bir aile kurmak istiyorum
şeklinde konuştu. Gelecekte mimarlıkla ilgilenmek istediğini de belirten Pitt, Los Angeles kentinin modernleştirilmesi amacıyla dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’nin sanatçı grubuna davet edildi ve konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Orada ilk etapta öğreneceğim, ancak bir yandan şehrin geleceğini de etkileyeceğim. Los Angeles ruhsuz bir beton çölü. Ben orayı daha yaşanır hale getirmek istiyorum. Bu belki de benim yeni kariyerim olur."
Aynı yıl Oceans Twelve’de kamera karşısına geçtikten sonra, 2005’te Doug Liman’ın yönetmenliğini yaptığı ve Angelina Jolie ile başrolleri paylaştığı Mr.&Mrs. Smith filminde rol aldı.
8 Ocak 2005’te Brad Pitt'in basın sözcüsü Pitt-Aniston çiftinin ayrılma kararı aldığını tüm dünyaya duyurdu. 4.5 yıllık evliliklerini noktalayan çift yaptıkları açıklamada 7 yıllık beraberliklerini noktalama kararında basında çıkan hiçbir dedikodunun etkili olmadığını ve ayrıca birbirini seven ve değer veren iki arkadaş olarak ayrıldıklarını belirttiler.
Hollywood'un en gözde çiftlerinden biri olan ikilinin Pitt’in çocuk istemesi yüzünden ya da Angelina Jolie’yle yakınlaşması nedeniyle ayrıldığı haberleri 2005 yılında magazin dünyasını uzun süre meşgul etti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu İyi Niyet Elçisi olan Angelina Jolie 2000 yılında Tomb Raider filminin çekimleri sırasında Kamboçya’da bulunmuş ve 2002’de Maddox isimli bir erkek çocuğu evlat edinmişti. Pitt’le olan birlikteliğinden sonra çift, Etyopya’dan Zahara isminde bir kız çocuğu evlat edindiler ve 27 Mayıs 2006’da Namibya’da çiftin kızı Shiloh Nouvel’in dünyaya gelmesiyle Brad Pitt-Angelina Jolie ailesi 3 çocuklu oldu. Çift halen Kamboçya’da kimsesiz ve hasta çocuklara yardım amacıyla kurdukları Maddox-Jolie-Pitt(MJP) ve Maddox Chivan Children Center(MCCC) projeleriyle ilgili faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Pitt, 2006’da Alejandro González Iñárritu’nun yönetmenliğini yaptığı, 2007 Golden Globe ödüllerinde en iyi film ödülünü kucaklayan ve oskara en iyi film dalında aday olan Babel filminde rol aldı.
2007’de yapımı henüz biten, Ron Hansen’in romanından beyazperdeye aktarılan The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford filminde Jesse James’in hayatını canlandırdı. Pitt, yine yapımı henüz biten ve bu yıl içinde vizyona girecek olan serinin üçüncü filmi Oceans Thirteen’de yine Rusty Ryan rolünde izleyiciyle buluşacak.
Ünlü aktör halen çıkış tarihi 2008 olarak açıklanan ve rol alacağı üçüncü David Fincher filmi olacak The Curious Case of Benjamin Button’la ilgili olarak çalışmaktadır. 2008’de vizyona girecek olan ve Brad Pitt’in oynamasının kesinleştiği diğer filmlerse Dirty Tricks,State of Play, Dallas Buyer's Club ve Chad Schmidt’tir.

Hiç yorum yok: